Dünyada Kadın

Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan harekettir. Feminizm, farklı ülkelerde ve bölgelerde farklı zamanlarda ve farklı şekillerde ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Feminizmin tarihi, genellikle üç veya dört ana dalga olarak ayrılır.

• Birinci dalga feminizm

19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başlarında, özellikle İngiltere, ABD ve Fransa gibi Batı ülkelerinde, kadınların oy hakkı, eğitim hakkı, mülkiyet hakkı gibi yasal eşitsizlikleri ortadan kaldırmaya odaklanan bir harekettir. Bu dönemde önemli feminist figürler arasında Mary Wollstonecraft, Elizabeth Cady Stanton, Susan B. Anthony, John Stuart Mill, Emmeline Pankhurst ve Simone de Beauvoir sayılabilir.

• İkinci dalga feminizm

1960’lar ve 1980’ler arasında, kültürel eşitsizlikleri, cinsiyet normlarını, kadınların toplumdaki rolünü, cinsel özgürlüğü, doğum kontrolünü, kürtaj hakkını, aile içi şiddeti, tecavüzü, işyerinde ayrımcılığı, eşit ücreti ve kadınların siyasi katılımını içerecek şekilde tartışmayı genişleten bir harekettir. Bu dönemde önemli feminist figürler arasında Betty Friedan, Gloria Steinem, Germaine Greer, Kate Millett, Angela Davis, bell hooks ve Judith Butler sayılabilir.

• Üçüncü dalga feminizm

1990’lar ve 2000’ler arasında, ikinci dalga feminizmin hem bir devamı hem de eleştirisi olarak ortaya çıkan, kadınların çeşitliliğini, kesişimselliğini, kimlik politikalarını, kültürel çoğulculuğu, popüler kültürü, medyayı, dil kullanımını, postmodernizmi, postyapısalcılığı, queer teorisini, postkolonyalizmi ve küreselleşmeyi kapsayan bir harekettir. Bu dönemde önemli feminist figürler arasında Naomi Wolf, Rebecca Walker, Anita Hill, Kimberlé Crenshaw, Gloria Anzaldúa, Chandra Talpade Mohanty, Donna Haraway ve Judith Halberstam sayılabilir.

• Dördüncü dalga feminizm

2010’lardan itibaren, internet, sosyal medya, dijital aktivizm, hacker kültürü, bloglar, podcastler, hashtagler, meme’ler, viral videolar, online topluluklar, sanal gerçeklik, yapay zeka gibi teknolojileri kullanarak feminizmi yaymaya ve güçlendirmeye çalışan bir harekettir. Bu dönemde önemli feminist figürler arasında Malala Yousafzai, Emma Watson, Beyoncé, Chimamanda Ngozi Adichie, Roxane Gay, Anita Sarkeesian, Laurie Penny ve Mona Eltahawy sayılabilir.

Dünyada Feminizm Akımı

Feminizm akımının gelişimi, sadece Batı ülkeleriyle sınırlı değildir. Dünyanın farklı bölgelerinde, farklı kültürel, siyasi, ekonomik ve dini bağlamlarda, farklı feminist hareketler ve ideolojiler de ortaya çıkmıştır. Örneğin, Afrika’da, sömürgecilik, kölelik, ırkçılık, milliyetçilik, kabilecilik, geleneksel değerler, kalkınma, eğitim, sağlık, çevre, savaş, göç, cinsel şiddet, kadın sünneti, HIV/AIDS gibi konularla ilgilenen Afrika feminizmi vardır. Asya’da, emperyalizm, modernleşme, sosyalizm, komünizm, kapitalizm, demokrasi, insan hakları, kültürel kimlik, medeniyet, din, aile, toplum, cinsellik, kürtaj, fuhuş, trafik, göç, işgücü, eğitim, sağlık, çevre gibi konularla ilgilenen Asya feminizmi vardır. Latin Amerika’da, sömürgecilik, bağımsızlık, devrim, diktatörlük, demokrasi, insan hakları, sosyal adalet, yerlilik, kültürel kimlik, din, aile, toplum, cinsellik, şiddet, göç, işgücü, eğitim, sağlık, çevre gibi konularla ilgilenen Latin Amerika feminizmi vardır. Ortadoğu’da, emperyalizm, milliyetçilik, İslam, laiklik, şeriat, demokrasi, insan hakları, kültürel kimlik, din, aile, toplum, cinsellik, şiddet, göç, işgücü, eğitim, sağlık, çevre gibi konularla ilgilenen Ortadoğu feminizmi vardır.

Türkiye’de ise kadın hareketinin temelleri Osmanlı’ya kadar uzanmaktadır. Belirli zamanlarda yavaşlamalar olsa da günümüze kadar farklı biçimleri ile feminist hareketler Türk toplumunu etkilemiştir. Cumhuriyet döneminde modernleşme çabaları içinde yer alan kadın hareketleri, 1980’li yıllarda kamusal alandaki talepler ve kimlik farklılıkları ile gündeme gelirken, kadınlar zaman zaman taleplerinin karşılıklarını almışlar zaman zaman mücadeleye devam etmişlerdir. 1990 yılları sonrasında da kadın mücadelesi akademik alandaki çalışmalara da konu olmaya başlamıştır. Ayrıca farklı feminist yaklaşımlar ortaya çıkmış farklılıklara dikkat çekilmiştir. Bu farklı feminist yaklaşımlardan birini de İslami feministler oluşturmaktadır. İslami feminizm, dini inançları gereği yaşamak isteyen kadınların kamu ve özel alandaki mücadelelerinin ifadesidir. İslami feministler kadın olarak haklarını erkeklerden talep ederken, Müslüman olarak inandıkları İslam dininin gereği gibi yaşamayı kısıtlanmadan, yasaklanmadan toplumdan talep etmektedirler.

Söz konusu kadınlar her iki tutum bir arada olduğu için feminist olarak adlandırılmaktalar fakat dini inançları gereği farklı bir kimliğe sahip oldukları için de İslami feminist olarak adlandırılmaktadırlar. Türkiye’de İslamcı kadınlar, gerek İslami inanç düzeyinde, gerek toplum vizyonu ve Müslüman kadınlık durumu ile uyumlu bir kadın kimliği oluşturmaktadır. İslamcı kadınlar İslam’da kadın haklarına vurgu yaparak Müslüman kadının yaşam içindeki hak ve taleplerini dile getirmektedirler. Başta Kur’an ve diğer metinleri referans alarak İslami kaynakların kadınlar lehine yeniden yorumlanmasını savunmaktadırlar.

Feminizmin dünya genelindeki etkisi, kadınların toplumsal, siyasal, ekonomik, kültürel, hukuki ve bireysel haklarını savunarak, cinsiyet eşitsizliğini azaltmaya ve toplumun gelişimine katkıda bulunmaya çalışan bir harekettir. Feminizm, farklı ülkelerde ve bölgelerde farklı sorunlarla ve farklı mücadele yöntemleriyle karşılaşmış, ancak ortak bir amaç ve dayanışma ruhuyla hareket etmiştir. Feminizm, kadınların oy hakkı, eğitim hakkı, mülkiyet hakkı, iş hakkı, sağlık hakkı, kürtaj hakkı, şiddet karşıtı hakkı, cinsel özgürlük hakkı, siyasi katılım hakkı gibi pek çok alanda önemli kazanımlar elde etmiş, ancak halen çözülmesi gereken pek çok sorunla da karşı karşıya kalmıştır.

Feminizm, aynı zamanda toplumsal cinsiyet, cinsellik, kimlik, kültür, medya, dil, postmodernizm, postyapısalcılık, queer teori, postkolonyalizm, küreselleşme gibi pek çok akademik ve entelektüel alanda da etkili olmuş, yeni bakış açıları ve analiz yöntemleri geliştirmişti.

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz. Feminizm aslında kadın erkek eşitliğini mi savunuyor yoksa kadının ihtiyacı olduğu hakları mı savunuyor. Kadınlar tarafından da tam olarak anlaşılamayan bir konu olmuş ve olacak sanırım.

Elika CAN

Related Posts

Sessizliğin Ritmi

Karşılaşma Üsküdar’ın eski sokaklarından biri; taş döşeli, iki yanını sarkan mor salkımlarla kaplamış bir yol. Yaz akşamı sessizce çökmüşken, Nil adımlarını ağırlaştırarak yürüyordu. Sıcak hava henüz tam çekilmemişti ama denizden…

Zêdetir
Rüzgarın Elmas’ı

Dağların Ardında Sessizlik Yıl 1981. İç Anadolu’nun dağları arasında saklanmış bir köy: Karapınar. Sisli sabahlarında evler birbirine sessizce bakar, rüzgârın diliyse yalnızca taş duvarların arasında anlaşılır. Bu köyde zaman, takvim…

Zêdetir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Pesendên Sereke

Ez ji Te re Av Bînim

Ez ji Te re Av Bînim

Serhonazê Kal

Serhonazê Kal

Destana Berxwedana Nefsê

Destana Berxwedana Nefsê

Rûdanên Hala

Rûdanên Hala

Bandora Ziman Li Ser Dilan

Bandora Ziman Li Ser Dilan

Mişkê Welat

Mişkê Welat

Behlûlê Dîn

Behlûlê Dîn

Qaçax

Qaçax

Keçe Kumsor

Keçe Kumsor

Çîroka Derew û Rastîyê

Çîroka Derew û Rastîyê

Şivanê Piçûk

Şivanê Piçûk

Mîr, Wezîr û Cotkar

Mîr, Wezîr û Cotkar

Pînokyo

Pînokyo

Siloyê Hirç

Siloyê Hirç

Bextîyar û Bêbext

Bextîyar û Bêbext