Ölümü Atlatmak

Almanca’dan çevirisini Tanıl Bora’nın yaptığı, Willhelm Schmid’in “Ölümük Atlatmak/Kavranamaz Olanla Baş Etmek Üzerine” isimli kitabı, ölümün felsefesini konu alıyor. Ölüm üzerine belki de bugüne kadar hiç bakmadığınız bir bakış açısıyla bakacaksınız.

Halen Erfurt Üniversitesi’nde felsefe dersleri veren felsefeci, yazar Willhelm Schmid, kitapta geçmişten bu güne insanları meşgul eden sorulardan birine odaklanıyor. Ölüm…

Kitapta, 2021 yılında çok sevdiği eşini kanserden kaybettikten sonra hala enerji alanda onunla beraber olduğunu hissettiğini yazıyor ve kitabın önsözünde şöyle diyor.

“Ölümle baş etmenin sevilen bir yöntemi, ondan bahsetmemektedir. İnsanların çoğu ölümün bilinciyle yaşamak yerine, olabildiğince kısıtsızca yaşamın sevincini duymak ister. Buna karşı diyecek bir şey yoktur. Ölümden daha önemlisi, onun öncesindeki hayattır. Onun yarattığı şok dalgası, insanın pek konu edilmemesi gereken kendi sonuna dair düşünceleri harekete geçirir. Tanıdığınız bir insan ‘gidince’, kendiliğinden bir takım sorular belirir. Benim hayatım ne olacak? Bu hayatta daha neler yapabilirim? Peki ya o zaman geldiğinde…? Ölümün tamamen bilincinde olarak, hayatı sevmeyi başarabilir miyim?

Bazılarına iple çektikleri kurtuluşu getirir, onları melankoliden, ağrıdan ve acıdan kurtarır. Bazıları onu belirsiz veya önceden belirlenmiş bir zamanın arifesindeki doğal bir hadise olarak görürler. Bazıları onu, aslında bertaraf edilmesi gereken kötü bir münasebetsizlik sayarlar. Acaba bir gün, gerçekten ölümle baş etmek mümkün olabilecek mi? Bazı araştırma programları ve ilaç sanayiindeki gelişmeler, onu ileriye atmayı ve nihayetinde tamamen aşmayı hedefliyor. Bu olursa bir çoklarının derin özlemi olan ‘Son’un sona ermesi arzusu’, gerçekleşmiş olacaktır. Ama bu ihtimalin de ortaya attığı sorular var.

Ölüm ölürse ne olur?

O zaman hayat nasıl yenilenir?

Ölümsüz bir hayatın, evrimin bir çıkmaz sokağı olduğu gerçeğiyle yüz yüze kalabiliriz.

Doğanın bakış açısından ölüm, bir başarı modelidir.

Willhelm Schmid”

Bazı insanların normal karşıladığı ve esprilerine konu olan ölüm, bazı insanlar içinse duyduğunda içini ürperten, konuşmaktan kaçındığı bir konu. Kitabı okursanız yorumlarda buluşalım.

Elika CAN

 

 

Related Posts

Sessizliğin Ritmi

Karşılaşma Üsküdar’ın eski sokaklarından biri; taş döşeli, iki yanını sarkan mor salkımlarla kaplamış bir yol. Yaz akşamı sessizce çökmüşken, Nil adımlarını ağırlaştırarak yürüyordu. Sıcak hava henüz tam çekilmemişti ama denizden…

Zêdetir
Rüzgarın Elmas’ı

Dağların Ardında Sessizlik Yıl 1981. İç Anadolu’nun dağları arasında saklanmış bir köy: Karapınar. Sisli sabahlarında evler birbirine sessizce bakar, rüzgârın diliyse yalnızca taş duvarların arasında anlaşılır. Bu köyde zaman, takvim…

Zêdetir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Pesendên Sereke

Ez ji Te re Av Bînim

Ez ji Te re Av Bînim

Serhonazê Kal

Serhonazê Kal

Destana Berxwedana Nefsê

Destana Berxwedana Nefsê

Rûdanên Hala

Rûdanên Hala

Bandora Ziman Li Ser Dilan

Bandora Ziman Li Ser Dilan

Mişkê Welat

Mişkê Welat

Behlûlê Dîn

Behlûlê Dîn

Qaçax

Qaçax

Keçe Kumsor

Keçe Kumsor

Çîroka Derew û Rastîyê

Çîroka Derew û Rastîyê

Şivanê Piçûk

Şivanê Piçûk

Mîr, Wezîr û Cotkar

Mîr, Wezîr û Cotkar

Pînokyo

Pînokyo

Siloyê Hirç

Siloyê Hirç

Bextîyar û Bêbext

Bextîyar û Bêbext